Ankara’da Mevsimlik Tarım İşçilerinin Çadırları Sağanak Yağış Nedeniyle Sular Altında Kaldı… “Yağmur Yağınca Uyumaktan Korkuyoruz”
Haberler: DİLAN KUTLU/ Kamera: DURSUN ALKAYA
Başşehir Ankara başta olmak üzere Türkiye’nin büyük bir bölümünde etkili olan sağanak yağışın yol açtığı sel ve seller mevsimlik tarım işçilerini de vurdu. Başkentin göbeğindeki Temelli’de derme çatma çadırlarını suyla dolduran mevsimlik tarım işçileri, çevre köylerdeki cami ve okullara sığındı. Güler Gülbakan, ANKA’ya, “İnsanlar korkudan köylere gitti. İki gün camide kaldık. Ne zaman yağmur yağsa uyumaya korkuyoruz. Başkentte yağmur yağınca bütün kanallar birikiyor. Bu sefer , bize geliyorlar, kanal taşıyorlar” derken Lokman Bayram, “Biz bu mağduriyetleri defalarca dile getirdik. Gelip dinliyorlar ya da dinlemiyorlar ama bir sonuca varamıyoruz” dedi.
Mevsim normallerinin çok üzerinde yağan yağmur, birçok kentte sokakları dere yatağına çevirerek ev ve iş yerlerini sular altında bırakırken, başkente 50 kilometre uzaklıktaki Temelli’deki mevsimlik tarım işçileri de yağıştan en çok etkilenenler arasında yer aldı. yağmur.
Tarım personelinin bir diğer yağmur kaybı ise tarla sular altında kaldığı için tarlaya gidemediği için ücret alamamasıdır. Çocukların yerlerin ıslanmasından dolayı hastalandıklarını da söyleyen tarım işçileri, yardım umudunu da yitirdiklerini söylüyor.
“Gelirler, dinlerler, dinlemezler ama bir sonuca varamıyoruz”
Mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı zorluklar ANKA HaberlerAjansına şunları söyledi:
Lokman Bayram: Burada mevsimlik işçi olarak çalışıyoruz. Yaşamadığımız hiçbir acı yoktur. Sonuncusu ise Ankara’da şiddetli yağmur sonucu burada yükselen çay (dere)… Ziraat çalışanları olarak çaya çok yakınız. 15 metre ya da değil. Bu şikayetleri tekrar tekrar dile getirdik. Gelip dinliyorlar ya da dinlemiyorlar ama bir sonuca varamıyoruz. Biz tarım işçileri pandemi sürecinde bile özel izinle çalıştık. Bize bu özel izni veren yetkililer neden izin verdi? Tarım işçileri olmasaydı yiyecek olmazdı. Hastalık döneminde çok değerli bir görevi üstlenmişken, mağdur olduğumuz halde neden arka plan insanı muamelesi gördüğümüzü anlamıyoruz.
Ankara çayının çadırlara 15-20 metre uzaklıkta olduğunu belirten Bayram, şunları kaydetti: haberler Yetkilileri aradık ama olumlu bir cevap var mı? Hayır. Kendi imkanlarımızla neler yapabiliriz? Bir kova kiraladım ve acil bir durum için hazır tutuyorum. ücretini kendim ödüyorum. Son selde çadırları parçalanıp paramparça olan insanlar da var. Git çadırların içini ıslat. Son jandarma da geldi. 7 yeri aradı cevap yok, ‘yapacak bir şeyim yok’ dedi. Kaderimize terk edildik” dedi.
“BUNUN SORUMLUSUNU KİM ÜZERİNE ALACAK”
Aslan Fiyatı: Bir aydır buradayız. 10 gün önce sel geldi. Her taraf su oldu. Personeli buradan tahliye ettik. Karakoyun köyündeki cami ve okullara yerleştirdik. Bir kısmını depolara (soğan depolarına) yerleştirdik. Bütün jandarmalar Ankara’dan geldi. Çözüm üretmediler. Temelli bölgesindeki kepçeyi kendi imkanlarım ile getirdim. Çadırlara su gelmesin diye gece 12’ye kadar höyük kazdırdım. On gün önce çadırları su bastı, tüm personeli boşalttık. Gün içinde hafif bir yağmur yağdı, personeli kurtardık. Ama gece vurursa ne yapardık? Ayrıca ölmüş olabilir. 100 kişi ve 100 çocuk var. Bunun sorumluluğunu kim alacaktı? Soğan, pancar, kabak, ayçiçeği yaparlar. Çadırların içi hep sular altında kaldı.
Çocukların hastalandığını belirten Miktar, “Ben tek başıma yaparım. Kimseden bir beklentim yok. Buraya gelip iki fotoğraf çekiyorlar, aslı yok.
“CAMİDE 2 GÜN KALDIK”
Güler Gülbakan (35 yaşında): Siverek Şanlıurfalıyız. Üç yıldır buraya geliyorum. Biz mevsimlik personeliz. Çocuklar esasen okula giderler. Okuldan izin alınca gelip 6 ay burada çalışıyoruz. Bu sene çok kötü durumdayız. Bizi sel bastı. Sadece malımızın değil canımızın da tehlikede olduğunu söyleyebilirim. Halk dehşet içinde köylere gitti. İki gün camide kaldık. Gelemedik, korktuk. Ne zaman yağmur yağsa, yatmaya korkar hale geliriz. Başkentte yağmur yağınca bütün kanallar birikiyor. Bu sefer bize geliyor, o kanalları taşıyor.
“Maddi durumumuz olsa buraya gelmezdik”
Güvenliğimiz yok, tehlike devam ediyor, korkuyoruz. 5 çocuğum var. Burada güvenliğimiz yok. Büyük oğlum liseyi bıraktı. Maddi durumumuz olsaydı zaten buraya gelmezdik. AFAD’a bir çağrı bıraktık, kimse bize bir çözüm bulamadı. Mutfak zemini tamamen ıslak. Su sürekli birikiyor. Halı sereriz, muşamba sereriz, öyle uyuruz. Zaten soğuk. Çocuklarım üşüyor.”
“EŞYALARIMIZIN HEPSİ ÇAMUR. ÇADIRIMIZIN ALTINDA TÜM SULAR VAR”
Songül Gülbakan: Yaklaşık 10 gün önce burayı sel bastı. Ankara’da yağmur nedeniyle çaylar taştı. Tüm çadırlarımıza su girdi. İki gün çadırlara giremedik, camide kaldık. Her şeyimiz çamur. Çadırlarımızın altında her zaman su var.”